İÇSEL ÇOCUĞUMUZ
- Zeynep Seda Gençer
- 21 Eyl 2024
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 17 Eki 2024
Çocukluk hiçbir yere gitmez...

İçimizdeki çocuk en derin duygusal parçamızı, yani duyguları hissetme, biriktirme, özümseme ve anlamlandırma yeteneğimizi ifade eder. İçsel çocuğumuz duygu, heyecan, enerji ve şevk kaynağımızdır. Bilinçaltıyla birlikte düşündüğümüzde aslında kendini ifade eden içimizdeki çocuktur.
Tıpkı bedenle, doğayla ilişkimiz gibi içsel çocuğumuzla bağlantıya geçmeden ve ihtiyaçlarını gidermeden tam anlamıyla potansiyelimizi yaşayamaz, aydınlanamaz, dönüşemeyiz. Duygularımızın, zihin, kişilik ve karakterimizin en büyük yapı taşları çocukluk döneminde atılır ve bu bizim tüm yaşamımızda doğru yada yanlış yol göstericimiz olacaktır.
Çocuklar canılar içindeki en uzun süre bakıma muhtaç ve bağımlı olan türdür. Tüm varlıklar gibi varlığının koşulsuz kabulü ve onayı için yaşar. Bebeğin kendini anneden ayrı bir şey olarak algılaması benlik ve ego bilincinin oturmasıyla ilk kırılmalar, ötekileştirmeler başlar, daha sonra dış dünyaya açılmayla, bunlar daha da zenginleşir, netleşir, yerleşir ve kişilik, karakter şablonlarının oturma süreciyle devam eder. Çocuğun filtreleme opsiyonu yoktur, süngerler; bu biçimde ilk bilinçaltı kayıtlar, çekirdek inançlar, duygusal, zihinsel, bilişsel ve davranışsal paternler oturur. Bunlar içselleşip otomatik kayıt haline geldiğindeyse, artık filtrasyon ve seçim yapabilecek olmamıza rağmen ilgili yaşımızdan bize miras kalan bu etkilere göre tepki verir, bir nevi döngüye gireriz.
Çocukluk yıllarındaki deneyimlerimiz büyüdüğümüzde hayatımızın temelini oluşturur. Bu temelin nasıl oluştuğu önemlidir. İdeal ebeveynlik dediğimiz ruhen ve fiziken tüm ihtiyaçlarımızın yerinde,yeterince ve zamanında karşılanmış olmasıyla içsel çocuğumuzun sağlıklı olup olmaması arasında doğru orantı vardır.
Aileler genel olarak fiziksel ihtiyaçların karşılanması konusuna özen gösterirler. Ancak duygusal ihtiyaçlar konusunda bilinçsiz ve yetersiz kalırlar. Bu sebeple içsel çocuklarımız tam anlamıyla gelişemez ve hatta yaralanır.
Çocuklar; sevilmek, güvende hissetmek, korunmak, oyun oynamak, kendilerini ifade etmek, şefkatli bir rehberlik almak, koşulsuz kabul edilmek, değerli hissetmek, duygularının anlaşıldığını hissetmek gibi bir çok manevi ihtiyaca sahiptir.
Ancak birçok aile bu ihtiyaçları karşılayacak donanıma, iç dünyaya, bilgi ve motivasyona sahip değildir. Dolayısıyla çocuklar bu eksiklikler karşısında eksik kalır, gelişemez, travmatize olabilir... Sözün özü çocuklar bu ruhsal alanda büyüyemediklerinde fiziken büyürler ama içlerindeki bu büyüyemeyen eksik kalan parçaları da kaldığı yaşlarındaki haliyle onlarla birlikte gelirler.
İçsel çocuğumuz bilinçaltımıza yerleşir. Tek amacı eksiklerini tamamlamaktır.
Bunun için bizi kullanır. Anne veya babasına benzeyen insanlar gördüğünde onları hemen tanır ve bizim onlara karşı aşk gibi özel duygular hissetmemize sebep olur.
Aslında yapmaya çalıştığı şey; çocukluğundaki benzer yaşam deneyimlerini tekrarlayarak bu sefer o eksiği sarmaktır. Ama bu asla olmayacak bunu maalesef ne o ne de sen içsel çocukla bağlantıya geçmeden bilemeyeceksin.
İçsel çocukla temas, geçmişle yüzleşme ve duygusal iyileşme sürecini başlatır. Bu süreç, içimizdeki küçük çocuğa dönerek, onun duygularını anlama, ona sevgiyle yaklaşma ve onunla iletişim kurma pratiğini içerir.
İçimizdeki çocuk içimizin bir parçasıdır. Vücudumuzda ortaya çıkan sinirlilik, uyku sorunları, uyku değişiklikleri, konuşmanın akışını kaybetme, yanlış yorumlama, garip fiziksel yada sözlü tepkiler, bazı şeylei yapmaktan kaçınmak için kendini sabote etmek gibi belirtiler aslında içimizdeki çocuğa dair işaretler taşır.
Dışsal bir durum bizi etkilediğinde, bu etkiye maruz kalan içimizdeki çocuktur. Bu nedenle içimizdeki çocuğun duyguları nasıl deneyimlediğinin bilincinde olmak çok önemlidir.
İçimizdeki çocukla bağlantı kurabilmek için neye ihtiyacımız var:
Duylarımızın farkında olmaya
Yargılamadan gözlem yapmaya
Yaşadıklarımızı kabul etmeye
Unutmayalım ki: İçimizdeki çocuk sağlıklı olmadan yetişkinlerin sağlıklı ve doğru adımlr attığı bir yaşantı geçirmesi pek mümkün olmayacaktır.
Bir sonraki blog yazımızda içimizdeki çocukla nasıl bağlantı kuracağımızı, onu iyileştirmek için neler yapabileceğimizi anlatacağız.
Şimdilik hoşçakalın...
Comments